Bir zamanlar, müzikle dolu bir dünyada yaşayan küçük bir keman çalgıcısı vardı. Adı Zeynep’ti. Zeynep, her sabah uyandığında kimsenin duymadığı melodileri duyar, onları kemanıyla çalmaya çalışırdı. Ancak bu melodilerin nereden geldiğini bir türlü anlayamıyordu.
Bir gün, Zeynep, şehrin kenarında eski bir robot atölyesinin önünden geçerken içeriden gelen tıkırtılar dikkatini çekti. Merakına yenik düşüp içeri girdiğinde, kocaman gözlü ve minik antenleri olan bir robotla karşılaştı. Robotun adı TikTak’tı. TikTak, bir zamanlar müzik yapmak için tasarlanmış ama yarıda kalmış bir projeydi.
‘TikTak, sen neden çalışmıyorsun?’ diye sordu Zeynep.
‘Çünkü bana eksik bir parça lazım,’ dedi TikTak. ‘Bir sihirli tarif. Bu tarif olmadan müzik yapamıyorum.’
Zeynep, TikTak’a yardım etmeye karar verdi. İkisi birlikte atölyenin tozlu raflarında bu tarifi aramaya başladı. Tam umutlarını kaybederken, eski bir kitabın arasında renkli notaların uçuştuğu bir sayfa buldular. Notaların üzerinde şöyle yazıyordu: ‘Sihirli Tarif: Doğanın sesini dinle, kalbinin ritmini bul.’
Zeynep, bu tarifi anlamak için TikTak’la birlikte ormana gitti. Ormanda, kuşların cıvıltılarını, ağaçların hışırtılarını ve suyun şırıltısını dinlediler. Zeynep, kemanını çıkardı ve doğanın seslerini bir melodiye dönüştürdü. TikTak, bu melodiyi duyunca gözleri parladı ve birden harekete geçti. Küçük antenleriyle ritmi yakaladı ve vücudu melodinin etkisiyle titreşmeye başladı.
‘Teşekkür ederim, Zeynep!’ dedi TikTak. ‘Senin sayende müziği buldum. Artık sadece müzik yapmakla kalmayacağım, seninle birlikte her yere neşe götüreceğim!’
O günden sonra Zeynep ve TikTak, şehri dolaşıp herkese doğanın sihirli melodisini çaldılar. İnsanlar, bu müziği duydukça kalpleri neşeyle doldu ve geçmişte kaybettikleri umutlarını yeniden buldular.
Zeynep fark etti ki, gerçek müzik, sadece notalarda değil, doğada ve kalplerimizde saklıydı.