Zamanın Dansçısı ve Uçan Okul

Zamanın Dansçısı ve Uçan Okul

Zeynep, küçük bir dansçıydı. Ayaklarının her hareketiyle adeta rüzgârı dans ettiriyordu. Ancak onun en büyük hayali, gökyüzünde dans etmekti. Bir gün, şehrin kenarındaki esrarengiz bir okulun kapısını çaldı: Uçan Okul. Bu, sıradan bir okul değildi. Öğrenciler, zamanın ve yerçekiminin kurallarını öğreniyor, hatta bazıları onları esnetmeyi bile başarıyordu.

Zeynep, okula girdiğinde Profesör Kıvılcım’la tanıştı. Profesör Kıvılcım, sivri uçlu şapkası ve gözlüklerinin ardından parlayan gözleriyle tam bir bilim insanıydı. “Hoş geldin, Zeynep,” dedi. “Seni Uçan Okul’un en büyük sırrına hazırlıyorum: Zaman Bulmacası.”

Zeynep, büyük bir merakla Profesör Kıvılcım’ı takip etti. Okulun en üst katına çıktıklarında, duvarları saatlerle kaplı bir odaya girdiler. Odanın ortasında, parıldayan bir zaman çemberi vardı. “Bu çember, zamanı yavaşlatabilir veya hızlandırabilir,” diye açıkladı Profesör Kıvızcım. “Ama bir kural var: Çemberi kontrol etmek için dans etmen gerekiyor.”

Zeynep, heyecanla çemberin içine girdi. Ayaklarını hafifçe hareket ettirir etmez, zaman yavaşladı. Bulutlar, gökyüzünde adeta donmuş gibi duruyordu. Ancak birden, çember titremeye başladı. Zaman çarkı bozulmuştu! Zeynep, kendini birden farklı zaman dilimlerinde buldu. Bir anda antik bir şehirde, bir anda da gelecekteki bir uzay istasyonunda.

“Bu bir zaman karmaşası!” diye bağırdı Profesör Kıvılcım. “Eğer zamanı hızlandıramazsan, kendini sonsuza dek kaybedebilirsin!”

Zeynep, hiç düşünmeden dans etmeye başladı. Her adımıyla, zamana ritim veriyor, kaosu düzene çeviriyordu. Dansı, çemberin titreşimlerini dengeledi. Birden her şey duruldu. Zeynep, arkadaşlarının ve Profesör Kıvılcım’ın alkışlarıyla kendini Uçan Okul’da buldu.

“Harika bir dansçısın, Zeynep,” dedi Profesör Kıvılcım gururla. “Seninle zamanı bile dans ettirebiliriz!”

Zeynep, artık gökyüzünde dans edebiliyordu. Uçan Okul’da, zamanın ritmine ayak uydurmayı öğrenmişti. Ve belki de en önemlisi, zorluklar karşısında yaratıcı çözümler bulmanın her şeyin anahtarı olduğunu anlamıştı.