Lila''nın Işık Dansı

Lila''nın Işık Dansı

Lila, her gün bale yapmayı seven, hayal gücü yüksek, küçük bir kızdı. Ancak dans etmeyi öylesine seviyordu ki, adımlarıyla etrafa renk ve ışık saçtığına inanıyordu. Bir gün, şehrin gizli bir köşesinde bulunan ‘Büyülü Fırın’ adlı bir yere rastladı. Burası sıradan bir fırın değildi; duvarları ışıldayan renklerle doluydu ve her yerden taze ekmek kokusu yerine biraz da sihirli bir hava esiyordu.

Fırının sahibi, Zeki Amca, eski bir mucitti. Fırının arka odasında, Lila’nın gözlerini kamaştıran garip makineler ve parıldayan aletler vardı. Zeki Amca, Lila’ya şöyle dedi: ‘Gökyüzündeki yıldızların dansını kaydeden bir makine yapıyordum, ama en önemli parçası kayıp. O olmadan makine çalışmaz.’

Lila, Zeki Amca’ya yardım etmeye karar verdi. Fırında gezinirken, bir kavanozun içinde küçük bir ışık topu gördü. Ona dokunduğunda, top etrafa renkli ışıklar saçmaya başladı. İşte kayıp parça buydu!

‘Bu ışık, senin dans ettiğinde yaydığın enerji ile çalışıyor!’ dedi Zeki Amca heyecanla. Lila, makineyi tamamlamak için dans etmeye başladı. Her hareketiyle makine renkleniyor, adeta canlanıyordu. Sonunda, makine çalıştı ve gökyüzündeki yıldızların dansını kaydetmeye başladı.

Zeki Amca, Lila’ya teşekkür etti ve ‘Bazen kayıp şeyler, tam da ihtiyacımız olan yerde bizimle karşılaşır,’ dedi. Lila ise kendi gücünün ve hayal gücünün ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Ertesi gün, Lila fırında dans ederken, herkes etrafa saçılan renkli ışıklara hayran kaldı. Büyülü Fırın, artık yalnızca ekmeklerin değil, hayallerin de piştiği bir yerdi.